adklo.com

seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2014 Çarşamba

İşte Yalova seçimini iptal ettiren AKP'li kısıtlı sandık müşahiti.

Yalova’da seçimlerin iptaline neden olanlardan Hasan B. Uzuntepe konuştu.

Yalova’da seçimlerin iptaline neden olan ‘7 kısıtlı seçmen’den biri olan Ak Partili Uzuntepe, ‘2010’da kısıtlı olduğuma karar verildi. YSK bana nasıl seçmen kaydı verdi bilmiyorum’ dedi.

Yalova’da 7 ‘kısıtlı’ seçmenin oy kullanması nedeniyle seçimler iptal olunca gözler bu isimlere çevrildi. Kısıtlı 7 vatandaş arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce’nin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdiği itiraz dilekçesinde ismi geçen Ak Parti sandık görevlisi Hasan Basri Uzuntepe’nin adı öne çıkıyor.

 CHP’li İnce AKP’nin sandık görevlisi olarak atadığı Hasan Basri Uzuntepe için seçimi kaybedince ‘kısıtlıydı’ diyerek itirazda bulunmasını ‘kötü niyet’ diye nitelerken Rizeli olan ve Yalova’da yaşayan Hasan Basri Uzuntepe’ye VATAN ulaştı. Uzuntepe, şunları anlattı: “Benim kısıtlılığım 210’daki bir rapora dayanıyor.

 Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2010 yılında bir sağlık kurulu başkanı, bir başhekim ve 6 doktordan oluşan 8 kişilik heyet tarafından ‘bipolar duygudurum bozukluğu’ olduğuna dair rapor verildi. Raporda yüzde 70 oranında ağır özürlü olduğum ve hastalığımın ‘tedaviyle işlevselliği düzelmeyen’ bir durum olduğu belirtiliyor. İlaç tedavim devam ediyor. Şu anda bir sorunum yok.”

Leia mais...

19 Nisan 2014 Cumartesi

Dar bölge seçim sistemi totaliter bir yönetim anlayışı getirebilir!

Dar ya da daraltılmış bölge, seçim sistemini 64 yıl önceye döndürecek. Menderes, 1950'de uygulanan bu sistem ile Meclis’te ezici çoğunluk sağlamıştı.

Başbakan Erdoğan'ın seçim sisteminde dar ya da daraltılmış bölge istemesi, seçim istemini de 64 yıl önceye döndürecek. Dar bölge sistemi, 1950 seçimlerinde uygulanmış, muhalefetin toplam oyları iktidar oylarından fazla çıkmasına rağmen, Adnan Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti, Meclis’te tek başına çoğunluğu sağlamıştı. 1950'de DP, yüzde 57.6 oyla 415 milletvekili çıkarırken, CHP oyların yüzde 39.4'ünü almasına rağmen ancak 69 milletvekili kazanabildi.

DARALTILMIŞ BÖLGE
''Daraltılmış bölge'' sistemi ise Türkiye’de 1987 ve 1991 yıllarında ve Turgut Özal döneminde uygulandı. Sistem ile ülke, en fazla 4 ya da 5 milletvekili çıkaracak bölgelere ayrılıyor. 1991’de oyların yüzde 27’sini alan DYP sandalyelerin yüzde 39’unu kazanmış, oyların yüzde 10‘unu alan DSP ise sandalyelerin sadece yüzde 1,5’unu kazanabilmişti. Bu yöntemin uygulanması durumunda halen 85 seçim çevresi bulunan Türkiye’de seçim çevresi sayısı 146’ya çıkacak.

DAR BÖLGE
“Dar bölge” seçim sistemi ise, Türkiye’de 550 ayrı seçim çevresi olmasını öngörüyor. Sistem Türkiye’de de uygulanırsa, seçim çevresinde birinci olan parti adayı veya bağımsız milletvekili seçilecek. 550 seçim çevreli bir model, BDP’nin Adana, Mersin ve İstanbul gibi metropollerden vekil çıkarmasını engelleyecek. MHP’nin milletvekili sayısını da düşürecek. Bu yöntemle AKP, yüzde 45 oy oranıyla TBMM'nin yüzde 70’ine yakın bir çoğunluğuna sahip olabilecek.

Leia mais...

18 Nisan 2014 Cuma

"Ak Parti seçmeni ensest mağduru genç kız gibi!"

Ünlü yazar ve şair Murathan Mungan'dan AK Parti seçmenine ağır benzetme..

Almanya Frankfurter Allgemeine gazetesi, yazar ve şair Murathan Mungan’la söyleşi yaptı.

Mungan, burada AK Parti kazandığı için Almanya'nın Türkiye'den vazgeçmemesini isterken, AK Parti seçmeni için de ağır benzetmelerde bulundu.

Söyleşide Gezi olaylarını da değerlendiren Mungan, "Gezi olayları sonrası artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu seçim sonuçları da değiştiremez. AB ve Almanya bizden öyle çabucak vazgeçemez. Almanya’ya sesleniyorum, çünkü seçim sonuçları nedeniyle en çok hayal kırıklığına uğrayan, darılan ülke oldu" dedi.

ENSEST MAĞDURU GENÇ KIZ BENZETMESİ

Erdoğan’ın tüm yolsuzluk iddialarına rağmen kazandığı seçim başarısını ilginç bir örnekle anlatan Mungan, "Türkiye’de ensest mağduru çok sayıda genç kız vardır. Bunlar olayı annelerine anlatmaya çalıştıklarında, anneleri olayı kapatmaya çalışır. Çünkü, duyacaklarından korkarlar. Gerçeği başka şeylerle örtmeye çalışırlar. Aynı Erdoğan’ın seçmenlerinde olduğu gibi. ’Eğer iddia edilenler söylendiği gibi doğruysa, Erdoğan giderse, yaşamımızın kalanında ne yaparız’ diye düşünürler" dedi.

YENİ YENİ YOLLAR BULMALIYIZ

"Kimseye kızmak istemiyorum. Bazı arkadaşlarımız yeterince bu işi yapıyorlar. Birçok genç seçim sonuçları dolayısıyla hayal kırıklığına uğradılar ve halka sırtını dönmek istediler. Ne 68 kuşağı ne de 78 kuşağı bu halka sırtını döndü. Öyleyse bugün de buna hakkmımız yok. Kendimizi anlamak ve anlatabilmek için yeni yeni yollar bulmalıyız"

LAİKLİK KONUSUNDA ENDİŞELİYİM

"Laiklik ve seküler anlayış İslam’ın büyük bir rol oynadığı Türkiye gibi bir ülke için en önemli garantidir. Hayatımız, devlet işleri ile din işlerinin ayrı kalmasına bağlıdır. Ama ben endişeliyim"


Leia mais...

HDP oyunu CHP'den mi alıyor Yoksa AKP'den mi?

Seçimlerin son düzlüğünde, ‘oylar bölünmesin’ kampanyası ivme kazandı. Açıkça yazacak olursak, HDP, oyları bölüp AKP’ye destek olmakla suçlanıyor. Bu argümanın doğru olmadığını aşağıda somut veriler ışığında göstereceğim.


HDP’ye Yönelik Üç Çağrı
Seçim sürecinin başından beri, HDP’nin seçimlerde ne yapması gerektiğini söyleyen çok kesim var. Temelde HDP’ye üç şey önerildi:

1. HDP ve CHP ittifak yapsın

2. HDP Sırrı Süreyya Önder’i aday göstermesin, daha az popüler birisini aday göstererek CHP’ye dolaylı destek sunsun

3. HDP seçimlere girmesin

Bu üç olasılıktan ilkine HDP olumlu yanıt verdi ama bu, CHP tarafından reddedildi. Bu durum, en son bugün Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “geldiler işbirliği önerdiler kabul etmedik. 'Bize zarar verir' dedik bu. Aynı düşüncemi bugün de söylüyorum” şeklinde doğrulandı. Dolayısı ile ben, geri kalan iki ihtimalin maddi temelleri ile ilgili somut veriler paylaşarak tartışmaya katkıda bulunmak istiyorum.



İstanbul ve İzmir’de Anket
Bu verileri, SAMER araştırma merkezinin İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirdiği ve benim koordinatörlüğünü yaptığım, 3944 kişiyle görüşülen anket çalışmasından elde ettik. Ankette, seçmenlere, yerel seçimlerde hangi partiye oy vereceklerini, daha önceki seçimlerde hangi partilere oy verdiklerini, bu seçimde ikinci tercihlerinin hangi parti olacağını, bazı isimler aday olursa veya olmazsa hangi partiye oy vereceklerini sorduk.

Öncelikle şu temel veri ile başlayalım. HDP seçmeninin, 2009 yerel seçimlerinde oy verdikleri partileri sorduk. Bu soru bize, HDP seçmenleri arasında AKP’den gelen kısmın, CHP’den gelenlerin iki katı olduğunu gösterdi:

                         BDP: % 49.06      

                         AKP: % 10.06    

                         CHP: % 5.66

                      EMEP: % 1.89

                         BBP: % 0.63

       Oy Vermedim: %22.64    

             Cevap yok: %10.06  



2. Argümana karşı (Sırrı Süreyya Önder seçime girmesin argümanı): Ankette Sırrı Süreyya Önder ve Mustafa Sarıgül’ün adaylığının yaratacağı etkiyi belirlemeye çalışmıştık. Sorduğumuz sorulardan birisi şuydu: ‘HDP/BDP adına Sırrı Süreyya Önder’den başka biri aday olursa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde aşağıdaki adaylardan hangisine oyunuzu verirsiniz?’ Daha önceki bir soruda Sırrı Süreyya Önder’e oy vereceğini söyleyen seçmenlerin, bu soruya verdiği yanıtların dağılımı şöyle:



   BDP/HDP: %56.63

              AKP: %15.66

              CHP: %8.43

Oy vermem: %9.64

   Cevap yok: %8.43

Yani, eğer çokça talep edildiği gibi Sırrı Süreyya Önder aday olmasa idi veya adaylıktan çekilirse, HDP seçmeninden AKP’ye gidecek oy, CHP’ye gidecek oyun iki katıdır. Başka bir soru ile, sadece Sadece Sırrı Süreyya Önder aday olursa HDP’ye oy verecek seçmenlerin, yani tam Sırrıcıların, ikinci parti tercihlerini sorduğumuzda, AKP’nin %15.28, CHP’nin %4.17 olduğunu gördük. Dolayısı ile Önder, AKP seçmenini CHP seçmeninden iki kat daha fazla çekmiştir. Önder aday olmazsa CHP kazanır argümanı doğru değildir, tam tersine Önder aday olmazsa AKP kazanır.

3. Argümana Karşı (HDP seçime girmesin). HDP’yi destekleyen seçmenlere, HDP seçimlere girmese idi kime oy vereceklerini sorduk. %37.82’si oy vermeyeceğini söylerken, %15.38’i AKP, %5.13’ü ise CHP’yi tercih edeceğini belirtmiştir. Yani, HDP seçime girmezse karlı çıkacak olan CHP değil AKP’dir.



Bu verileri kısaca yorumlamak istiyorum:

1. HDP’ye yönelik ‘oyları bölüyorlar’ söylemi yanlıştır. HDP, CHP’den ve ancak daha çok AKP’den gelen yeni oylarla seçmen tabanını genişletmektedir. Bir diğer deyişle, HDP, sosyolojik olarak sadece CHP ile değil, CHP ve AKP’nin ikisi ile de rekabet eden bir partidir. Yani, iki partinin toplumsal tabanına da hitap eden, hatta AKP tabanından, CHP’ye göre daha fazla oy kazanan bir partidir.

2. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bugün ifade ettiği gibi, bütün bu istatistiksel verilere rağmen iyi niyetle CHP ile ittifak görüşmesi yapan, fakat CHP’nin ‘bizim tabanımız sizinle açıkça ittifak yapmamızı hoş karşılamaz’ dediği bir partiye, seçimlere bir hafta kala ‘oyları bölme çekil’ çağrısı yapmanın, ne bilimsel bir temeli ne de ahlaki geçerliliği vardır. HDP çekilirse, AKP’nin oyları CHP’ninkilerden daha fazla artacaktır.

3. Bu sosyolojik durumdan haberdar olmayıp Recep Tayyip Erdoğan’dan ve AKP’den bir an evvel kurtulma isteği ile HDP’ye yönelik dostça ortaklık önerilerinde bulunan bir sürü insanın, bir sürü Gezi’cinin son derece iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Berkin Elvan’ın ve diğer Gezi şehitlerinin katillerinden kurtulmak, onlardan hesap sormak milyonlarca insanın en büyük arzusu. HDP bu çağrıya kulak verdi, elinden geleni yaptı ancak kapıyı kapatanlar CHP’li yöneticiler oldular.

4. Bahsettiğim sosyolojik durumun farkında olarak bu kampanyayı inşa edenler ve HDP’ye yönelik suçlamalarda bulunanlar, ‘İstanbul’da AKP’yi devirecektik, ama HDP yüzünden olmadı’ diyerek HDP’yi itibarsızlaştırmak, AKP kazanırsa bunun bütün sorumluluğunu HDP’ye yükleyerek, HDP’nin güçlenmesini durdurmaya çalışmaktadırlar. Ancak, rakamlar göstermektedir ki, son dakikada ‘oyları bölmeyin’ şeklinde yapılan bu çağrının gerçekçi bir temeli bulunmamaktadır.

5. HDP, hem CHP’den ama daha çok AKP’den oy alarak, önümüzdeki süreçte hızla büyüyecek ve ilk yerel 2020’ye yaklaşırken Türkiye’nin en güçlü siyasi partilerinden birisi olacaktır. HDP’ye yönelik hem fiziki faşist saldırılar, hem de söylemsel düzlemde ilerleyen itibarsızlaştırma çabaları, bu duruma karşı geliştirilen farklı tarzlardaki tepkilerdir.

6. Bu kampanyayı yürütenler, HDP'yi itibarsızlaştırmaya ve 1960larda Türkiye İşçi Partisi'ne yaptıkları gibi meclis dışı itmeye çalışmaktadırlar. Yani kendilerine yönelik soldan gelen rekabeti elimine etmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca ittifakı kabul etmeyen taraf pozisyonunu da aklamaya uğraşmaktadırlar. Bu cemaatin ve ulusalcıların yürüttüğü anti-HDP kampanyalarıyla örtüşmektedir. Bu kampanyalarda, Sırrı Süreyya Önder’e gidecek oyların, CHP-AKP oy farkını kapatmaya yeteceği, dolayısı ile HDP’nin AKP’ye çalıştığı iddia edilmektedir. Gerçekten CHP-AKP farkı kapandı ise bile, yukarıda sunduğum veriler, bu iddiaları çürütmektedir. Bu kampanyanın tek amacı güçlenen HDP’yi itibarsızlaştırmaktır.

Sonuç olarak, HDP’nin çeşitli şekillerde engellenmediği takdirde Türkiye’yi hızla nasıl değiştireceğini ve demokratikleştireceğini yakın gelecekte göreceğiz. Dolayısı ile, lütfen herkes kime canı istiyorsa ona oy versin. Endişe etmeyin, HDP en büyük darbeyi AKP’ye vuracaktır.



Not: Anketin ham datasına arzu edenler SAMER’den ulaşabilirler (http://www.ssamer.com/ )



@yorukerdem  Erdem Yörük

Leia mais...

Erdoğan'dan seçimler de dar bölge oyunu

AK Parti’nin ‘Daraltılmış Bölgeli Seçim Sistemi’ taslağına göre, Türkiye 90 seçim bölgesine ayrılacak. Bu sistemle, iktidar partisi 25 milletvekili fazla çıkaracak. Taşrada BDP, şehirlerde AK Parti avantajlı olacak. En yüksek milletvekili kaybını MHP verecek, CHP’ninki ise MHP’den az olacak. Taslak 12 Haziran’dan önce yasalaşırsa, 2015’teki genel seçimde uygulanabilecek.

Ak Parti’nin önceki gün yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçim İstişare Toplantısı’nda gündeme gelen ‘Daraltılmış Bölgeli Seçim Sistemi’ partide uzun süreden beri tartışılıyor. Daha önce Demokratikleşme Paketi’nin içine konulması planlanan ve ardından vazgeçilen daraltılmış bölgeye ilişkin çalışma hem parti genel merkezinde, hem de Adalet Bakanlığı’nda sürüyor. Yeni seçim sistemi, TBMM tatile girmeden önce 12 Haziran’a kadar yasallaşması durumunda 2015 seçimlerinde uygulanabilecek.

 Partinin hazırladığı taslakta, Türkiye 90 seçim bölgesine ayrılıyor. Her bölgede 5 milletvekili bulunuyor. Bu sistem, iktidar partisine avantaj sağlıyor. Yapılan hesaplara göre, mevcut seçim sistemine kıyasla iktidar partisi, 25 milletvekili daha fazla çıkartacak. Bu sisteme göre, taşrada BDP, şehirlerde AK Parti avantajlı olacak. En yüksek milletvekili kaybı MHP’de olacak. CHP’nin kaybı ise MHP’ye kıyasla daha az olacak. İktidar Partisi’nin çalışmasında, seçim barajının yüzde 10’dan 7 veya 5’e düşürülmesi de bulunuyor.

İSTANBUL 17 BÖLGE

Daraltılmış bölge uygulaması için Seçim Yasası, Siyasi Partiler Yasası ve Yüksek Seçim Kurulu Kanunu’nun değiştirilmesi gerekiyor. Çalışmaya göre, Türkiye, her biri 5 milletvekilini aşmayacak şekilde seçim çevrelerine ayrılacak. Yaklaşık 90 daraltılmış bölge oluşturulacak. Örneğin 85 milletvekili bulunan İstanbul, şu anda 3 bölgeden oluşuyor. En fazla 5’er vekille sınırlanmış daraltılmış bölgeye geçilmesi durumunda, İstanbul 17 seçim bölgesine ayrılacak. 31 sandalye ile 2 bölgeden oluşan Ankara ise 6 seçim çevresine bölünecek. Buna benzer bir sistem 1991 seçimlerinde uygulanmış, İstanbul 9, Ankara ve İzmir 4, Adana 3, Bursa, Diyarbakır, Aydın, Samsun ve Manisa 2 seçim bölgesine ayrılmıştı.

ERDOĞAN ÇAĞRI YAPMIŞTI

Başbakan Erdoğan, son Demokratikleşme Paketi’ni açıklarken, seçim sistemini tartışmaya açmış ve 3 öneri gündeme getirmişti. Erdoğan “Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda 3 farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemle, yani yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. Barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi’ni uygulayabiliriz. 3’üncü seçenek olarak da, ülke barajını tamamen kaldırarak, Dar Bölge Seçim Sistemi’ni getirebiliriz. Bu 3 seçeneği önümüzdeki günlerde tartışacak” demişti. Ancak muhalefet partilerinin destek vermemesi nedeniyle konu rafa kalkmıştı.

PAKET GENİŞLEYEBİLİR

AK Parti kurmayları, ‘Daraltılmış Seçim Sistemi’ne ilişkin bir yasal düzenleme hazırlanması durumunda, seçimlere yönelik farklı düzenlemelerin de pakette yer alabileceğini belirttiler. Parti yöneticileri, siyasetin finansmanı, seçim harcamalarının şeffaf olması ve daraltılmış bölge milletvekillerinin kampanya ve harcamalarıyla ilgili ayrıntıların da düzenlemede bulunabileceğini söylediler.

Leia mais...

Erdoğan ağzındaki baklayı çıkardı Dar bölgeli seçim!

Başbakan'dan ilk tepki Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sözlerini değerlendirdi.

Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül’ün ‘bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili bir siyaset planımın olmadığını burada paylaşmak isterim’ değerlendirdi. Erdoğan Gül’ün sözleri için ‘Cumhurbaşkanıyla konuşmadan bir şey söylemem’ dedi.

 Erdoğan ayrıca seçimlerle ilgili yeni bir çalışma başlattığını da açıkladı. Başbakan “dar bölge, şu anda bizim gündemimizdedir. Muhalefet bir yandan ‘Barajlar azaltılsın’ diyor, ‘hodri meydan’ deyip şu anda çalışmayı yaptırıyorum. Similasyonlar vesaireler bittikten sonra dar bölge sistemini Meclis’e getirebiliriz” dedi.

Leia mais...

13 Nisan 2014 Pazar

Aha bunu da millet seçti!

AK Parti Ankara Milletvekili Zelkif Kazdal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a tepkisini bugün de sürdürdü. Kazdal, "Tartışmadan anlaşılıyor ki; Anayasa Mahkemesi'nin iptal yetkisinin kaldırılmasının ötesinde, toptan kapatılması demokrasiye katkı olacaktır" dedi.

 Anayasa Mahkemesi'nin Twitter kararının ardından, HSYK'nın, bazı hükümlerini iptal etmesi AK Parti'de tepkilerin yükselmesine neden oldu. AK Parti Ankara Milletvekili Zelkif Kazdal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a tepkisini bugünde sürdürdü. Kazdal, "Tartışmadan anlaşılıyor ki; Anayasa Mahkemesi'nin iptal yetkisinin kaldırılmasının ötesinde, toptan kapatılması demokrasiye katkı olacaktır" dedi.

Kazdal, Twitter hesabında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a sert sözlerle yüklenmeye devam etti. Kazdal, "Anayasa'da yer alan her konu doğru değildir. Doğru kabul etmek zorunda da değiliz. Anayasayı tabu olarak görüp yazanlara lafım yok. Anayasa'nın; Türkiye'nin geldiği ekonomik, sosyal, kültürel, demokrası, gelişmişlik seviyesine dar geldiği yaDsınamaz bir gerçektir. Tartışmadan anlaşılıyor ki; Anayasa Mahkemesi'nin iptal yetkisinin kaldırılması ötesinde, toptan kapatılması demokrasiye katkı olacaktır" diye yazdı.(ANKA)

Leia mais...

7 Nisan 2014 Pazartesi

Afgan halkı inadına demokrasi dedi.


Afgan halkı, yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere sandık başına gitti.

Afganistan halkı, önümüzdeki 5 yıl boyunca kendilerini yönetecek ismi belirlemek üzere oy kullanıyor.

Oy kullanma merkezlerinin önünde sabah erken saatlerde uzun kuyruklar oluşurken, halk yağmura rağmen sandık başına gitti.




Leia mais...

17 Mart 2014 Pazartesi

Taşıma suyla değirmen taşıma seçmen ile miting!

Çevre illerden seçmenleri taşıyan otobüsler kilometrelerce kuyruk oluşturdu.

 İzmir'den çekilen fotoğraflar, AKP'nin İzmir mitingine Ankara ve İstanbul dahil birçok ilden otobüslerle insan taşıdığını gözler önüne serdi. İzmirlilerin katılımına güvenmeyen AKP'nin organize ettiği otobüslerin İzmir giriş-çıkışlarında oluşturduğu görüntüler dikkat çekti. Bazı otobüslerin üzerinde "Ankara-3", "Beylikdüzü" gibi ibarelerin olması İzmir'e uzak illerden de otobüs kaldırıldığını ortaya koydu.

Akp İzmir mitingin de İstanbul Beylikdüzü belediyesine ait otobüs

AKP mitinginin kürsüsünden, "bugün bu kalabalık İzmir'i korkutacak" şeklinde anons geçilmesi dikkat çekti.

AKP'nin İzmir mitingine giden katılımcılardan birisinin elinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Melih Gökçek'in fotoğrafı bulunuyor:


Leia mais...

  ©Haber Enter - Todos os direitos reservados.

Template by Dicas Blogger | Topo