adklo.com

hamilelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hamilelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Genç anne olmanın avantajları dezavantajları.

Anne olmak, kadının hayatınki en önemli dönüm noktalarından biri. Peki, bir kadın anne olacak duygusal erişkinliğe ne zaman kavuşur? Erken yaşta anne olmak bir avantaj mıdır? Bu sorularının yanıtlarını DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Şirin Hacıömeroğlu Atçeken verdi.

Anne olmak, belki de hayattaki en önemli ve değerli anlardan biri. Ancak özellikle erken yaşlarda bu sorumluluğu sahiplenen bireyler yeni rol ve kimliklere alışmakta zorluk çekiyor mu? Anne olmak için ideal bir yaş var mıdır?

Bireysel Psikolojik Hizmetler ve Kurumsal Danışmanlık alanında 29 yılı aşkın tecrübesiyle hizmet veren DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Şirin Hacıömeroğlu Atçeken, ebeveyn olmanın insan hayatındaki sorumlulukları değiştirdiğine dikkat çekiyor. Atçeken, “Yeni rollere ve kimliklere alışmak kolay değildir. Her ne kadar tıp uzmanları fizyolojik olarak ideal doğurganlık yaşının 20-30 arasında olduğunu söylese de, psikolojik olarak ideal bir yaş kavramından bahsetmek mümkün değil” diyor.

Kimi insanların daha erken duygusal olgunluğa eriştiğini, ancak 30’lu yaşlarına gelmiş olmasına rağmen bu sorumluluğu alamayan kişilerin de olduğunu anlatan Atçeken, “En ideal anne olma yaşı, kişinin duygusal olgunluğa ulaştığı yaştır. Anne adayı, hayata dair istek ve arzularının en azından bir kısmını gerçekleştirme şansını bulduğunda ve çocukla ilgili yeni sorumluluklar alabilecek gücü hissettiğinde anne olmaya en uygun yaşa erişmiş demektir” diyor.

Genç anneler kariyerini feda mı ediyor?
Genç yaşta anne olan kadınların iş hayatındaki enerjisinin bölündüğünü anlatan Atçeken, “Kariyer; emek, yatırım ve zaman ister. Oysa genç anne, kariyeri için harcayacağı enerjiyi ve emeği çocuğunu yetiştirmeye ayırmak durumunda kalır. Lakin anne olmak kişinin hayatına önemli bir deneyim ve olgunluk kattığı için iş yaşamında çok başarılı olan anneleri de görmek mümkündür. Yeter ki annelerin destek kaynakları iyi kullanılsın” diyor.

Anne ve çocuk arasında yaş farkı ne kadar az ise aradaki nesil uçurumunun da o kadar az olacağını anlatan Atçeken, “Anne çocuğu ile daha rahat iletişim kurup, onun hayatında olanları daha kolay anlayacaktır. Enerjik bir çağda olduğu için birlikte geçirilen zaman ve aktiviteler de aynı oranda daha renkli ve aktif olacaktır. Ancak, anne kendini hazır hissetmeden genç yaşta anne olmuşsa, henüz bir çocuğun sorumluluğunu alacak duygusal ve psikolojik olgunluğa erişmemişse, annelik sınırlarını çizmekte zorlanıyorsa, aradaki güvenli bağ zedelenebilir ve çatışmalar yaşanabilir” diyor.

Peki, genç anne olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir? İşte Uzman Psikolog Şirin Hacıömeroğlu Atçeken’e göre avantaj ve dezavantajlar…

Avantajlar;
- Genç yaşta anne olmanın en önemli avantajı hamilelik döneminden itibaren fiziksel olarak daha sağlam ve sağlıklı olmaktır.
- Birden fazla çocuk sahibi olabilme ihtimalinin daha yüksek olmasını sağlar.
- Erken yaşta anne kimliği ile tanışan kişi daha erken olgunlaşır.

Dezavantajlar;
- Kadın, hayata dair bazı hedeflerini ertelemek zorunda kalabilir.
- Kadın, ekonomik bağımsızlığı ile ilgili problemler yaşayabilir.
- Henüz karı-koca ilişki sağlamlaşamadan ve bu kimlikler tam oturmadan erken anne olmak kadının aniden kendini anne kimliği içerisinde bulmasına neden olur. Bu durum ilişkide bazı problemlere yol açabilir. Çiftin arasındaki romantizm ve arkadaşlık yeteri kadar gelişemeyebilir.
- Bir ev düzeni oturtamadan çocuk sahibi olmak ilişkinin stres düzeyini arttırır, gerginlikler artar.
- Çift ekonomik olarak henüz rahat bir düzeye gelmediyse ilişki içerisindeki tartışmalar çoğalabilir.  (Milliyet)

Leia mais...

13 Nisan 2014 Pazar

Normal doğum vajinada genişlemeye yol açar mı?

Sezaryene göre normal doğum daha acılı ve sancılı olmasına rağmen birçok kadın tarafından tercih edilir. Peki, normal doğum vajinada genişleme ve sarkmaya neden olur mu? Anne adaylarının aklına takılan bu sorunun cevabını Kadın Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tıraş veriyor.

Anne adayının herhangi bir sağlık sorunu yoksa normal doğum, sezaryen yerine daha çok tercih edilir. Anne normal doğumda sürece daha çok dahil olur, bebek ıkınmalarla daha çabuk ve sağlıklı doğar.

Sezaryene göre normal doğurma daha iyi ve iyileşme süreci daha kısadır. Peki, kadınlar neden normal doğumdan korkar? Bir neden psikolojik yani stres diğeri de vajina genişlemesi. Yırtığın büyüklüğü bebeğin geliş şekli ve büyüklüğüyle alakalıdır. Bir müddet sonra bu durum düzelir ve vajina eski şeklini tamamen alır.

Vajina genişler ama...

Sezaryeni vajinam genişler korkusuyla normal doğuma tercih etmek doğru değildir. Normal doğumun akabinde vajina tamamen eski haline gelir. Bunun için herhangi bir korkuya kapılmaya gerek yoktur. Normal doğumda üstelik sadece bebeğin değil, annenin de birçok artısı olur. Örneğin doğum sırasında prolaktin hormonu yani süt hormonu, oksitosin hormonu salgılanmaktadır. Göğüslerin genişlemesi, süt bezlerinin gelişmesi gibi birçok ekstrası vardır normal doğumun. Üstelik annelik duygusu normal doğumda sezaryene göre daha çok hissedilmektedir.

Az miktardaki genişleme hastaya zarar vermez ve kötü görünüme yol açmaz. Çok iri çocuk varsa ya da çok ıkınmışsanız vajinanız zamanla sarkabilir, ama bu da küçük bir operasyonla basit bir şekilde halledilebilir. Sezaryenle doğumda da annenin vajeninde zamanla sarkma görülebilir. Bu plasentanın basısıdır. Önemli olan ıkınmanın azaltılmasıdır. Epidural anesteziyle de bu ıkınmalar azaltılabilir, epidural anestezi ileride vajina sağlığı açısından oldukça faydalıdır.

Leia mais...

5 Nisan 2014 Cumartesi

Çağla'nın hamileliği sörfe engel olmadı.

Sörfteki başarısıyla tüm dünyada adından söz ettiren Çağla Kubat, dünyanın önde gelen sörf sitelerinden birine röportaj verdi.


Hamileliğiyle ilgili de konuşan Kubat; "Şu anda 8 aylık hamileyim; 6. ayıma kadar sörf yapmayı sürdürdüm" dedi.

Normal doğum yapmayı çok arzuladığını söyleyen güzel oyuncu ve sörfçü; "Bu nedenle mümkün olduğunca dengeli beslenip; bol bol hareket ediyorum" dedi. Çağla Kubat, bebeğini ise eşi Jimmy Diaz'la aldığı ortak kararla memleketi olan İzmir'de doğurmayı istediğini açıkladı. Takvim

Leia mais...

26 Mart 2014 Çarşamba

Soğan kürü derde deva.

Soğan kürü miyom, polikistik over, iyi huylu prostat büyümesi, kıl dönmesi, hamile kalma, menopoz vb. rahatsızlıklarda tedavi amacıyla kullanılıyor.

SOĞAN KÜRÜ

Soğanın yemeklerimizde kullandığımız bir sebze olmasının dışında, içeriğinde bulunan A, B ve C vitaminleri, iyot, silis, fosfor, kükürt gibi maddeler, antibiyotik görevi yapan içerikler ve hazmı kolaylaştıran fermentlere sahip olan şifalı bir sebzedir. Soğan tüketiminin fazla olduğu ülkelerde, kanser hastalığının daha az görüldüğü yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir. Evlerinizde taze olarak hazırlayabileceğiniz kür, 15 gün boyunca düzenli olarak kullanıldığında hastalığınıza çare olabilir.

SOĞAN KÜRÜNÜN HAZIRLANMASI

Kürümüzü hazırlamak için ihtiyacımız olan malzemeler bir adet açık kahverengi kabuklu kuru soğan ve iki bardak klorsuz sudur. Soğanı kabukları kırmızı, mor ya da beyaz kabuklu olandan seçmemelisiniz. Bunlar yapılacak kürde etkili olmaz. Sizin kullanacağınız yemeklerde kullanılan kuru soğandır. Soğanı kök ve kabuğuyla birlikte kullanacağımızdan, yıkayıp sirkeli suyun içinde bir süre bekletin. Bu şekilde dezenfekte olmasını sağlarsınız. İki bardak klorsuz suyu bir tencerenin içine koyarak ocağın üzerinde kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra kuru soğanı dört parçaya bölerek içine atın. Bu şekilde yaklaşık beş dakika kadar kaynatarak kürü hazırlayın. Kullanıma hazır olması için biraz soğumasını bekleyebilirsiniz. Ilık olması yeterlidir.

SOĞAN KÜRÜNÜN FAYDALARI

-Kadınlarda meydana gelen çikolata kisti (endometriosis) ve miyom oluşumlarına karşı tedavi edicidir.

-Polikistik over sendromu tedavisinde faydalıdır.

-Kadınların yaşadığı adet düzensizliğini ortadan kaldırması açısından oldukça etkilidir.

-Menopoz şikayetlerini azaltmak için içilmelidir.

-Vajinal akıntılarda kullanılmalıdır.

-Kıl dönmelerinde fayda sağlayacaktır.

-Hamile kalmak isteyenlerin sorunlarına çare olacaktır.

-Ciltte çıkan iltihaplı sivilce ve aknelerde tedavi edicidir.

-İçeriğindeki sulfosid nedeniyle antibiyotik özelliğine sahiptir.

-Dolaşım sistemini düzenler.

-Bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bulunmaktadır.

-Vücutta meydana gelen yağlanmayı azaltacağından, zayıflamaya yardımcı olur.

-Stres giderici ve balgam söktürücü etkileri vardır.

-Prostatta oluşan iltihapları azaltıcı etkileri nedeniyle ağrıların azalmasına yardımcıdır.

-Çiğ soğan tüketimi, yemek sonrasında kandaki total gliserit oranını düşürür.

-Sinüzit rahatsızlığının ilerlemesini önler.

Soğan kürü nasıl uygulanmalıdır

-Soğan suyu ile hazırlanmış olan kür, sağlık sorunlarına fayda sağlaması açısından en az altı ayda bir defa 15 gün süreyle uygulanmalıdır. Bu süreyi aşmamaya dikkat edilmelidir.

-Hazırlanmış olan kürü ılık olarak tüketmelisiniz.

-Öğle ve akşam yemeklerinden on dakika önce bir bardak içmelisiniz.

-İçeceğiniz kür daima taze olarak hazırlanmalıdır.

-Kürü hazırlamak için mutlaka açık kahverengi kabuklu beyaz soğan kullanılmalıdır.

-Kullanılacak soğanların dış kabuğu kuru ve taze olması gerekir. Çimlenmiş ve köklenmiş olanlar bayattır.

Leia mais...

  ©Haber Enter - Todos os direitos reservados.

Template by Dicas Blogger | Topo